27 Ocak 2016 Çarşamba

11. gün - seyahat hazırlıkları

Bu yaz ki yolculuğum için hazırlıkla yapıp duruyorum. Daha neresi olacağını tam netleştirmedim, ama aklımda iki şey var. Birincisi Rusya’ya gidip, oradan Avrupa’ya inmek, trenle Avrupa’yı dolaşmak. Tahmini de süre de 2 ay. Öyle yuh falan demeyin, bence çok değil. Eğer çok pahalı gelirse geçerim Balkanlara, oradan tıngır mıngır gelirim ülkeme. Buna karar vermek için erken bence.
İkinci rota ise, umre yapıp Güney Afrika’ya gitmek. Eğer Güney Afrika’ya gidersem Ayşegül ve Yunus Emre de benimle gelir. Abimlerin evinin müsaitlik durumunu bilmiyorum ama işler netleşince onu da konuşuruz. Bu gezi işleri biraz son anda belli oluyor sanki. Bir aksilikler, bir haller.

Bileti o yüzden bir an önce almak lazım bence. Bilet aldığın zaman gitmek zorunda oluyorsun çünkü. Gerisi her türlü hallolur.

Ben şimdiden takip ettiğim gezi bloglarında gördüklerimi not almaya başladım. Rusya’da Petersburg’da kalacağım hostel belli mesela. He bu arada, Rusya demişken, kime yazın Rusya’ya gideceğim desem, “bence gitme” diyor. Ben haber izlemeyen, gazete okumayan, gündemden bihaber bir insan olduğum için haberim yok tabi. Sadece twitter’da üzerine yapılan esprileri takip ediyorum. Rusya’yla da aramızın nane limon olduğunu biliyordum da, o kadar mı kötü arkadaş?
Şu gündemi takip meselesinde de bir iyi bir kötü taraf var. İyi tarafı, takip etmediğim için korkmuyorum. Kötü tarafı, takip etmediğim için tehlikeyi bilmiyorum. Merak ettiğim şey de şu: tehlike gerçekten var mı? Bence yok ya, medya abartıyordur.

Bunu da buraya yazayım da sonra gelip “hakikaten abartıyormuş” ya da “hee, abartıyormuş” derim.

Biz bizim yolculuk hazırlıklarına geri dönelim. Kıyafet olarak ne götürülebilir, onu kavramaya çalışıyorum. Bu seneki bizim Balkan seyahatinda ben şunu farketmiştim: o kadar da abartmaya gerek yokmuş. Birkaç fazla eşya o kadar da yük olmuyormuş. Tabi bizim balkan seyahatinde biz çantaları pek taşımadık. Çok şükür, sadece bir gün taşımıştık. O gün de ağzımız kulaklarımızdaydı. Hey millet, evet biz backpackers, sizden naber? Havalardaydık.  

Bloglara bakıyorum, insanlar yanlarına aldıkları eşyaların listesini yapıyorlar. İyi hoş da o erkeklerin ya da kızların hiçbiri benim kadar uzun kollu, bacaklı kıyafetler giyinmek zorunda değil. Hele yazın kız-erkek hepsinin işi çok kolay, şort, t-shirt, oh ne ala. Bir kere benim haşama olayım var. Haşama bu ya. Denize girmek istiyorsan, taşıcaksın arkadaş.

Avrupa seyahatime taşımayı düşünmüyorum. Ama Güney Afrika’ya götürürüm arkadaş. Avrupa’da da İsveç’e gittiğimde keşke götürseymişim, ben evden çıkıp da sabah yürüyüşü yaparken denize girebileceğimi bilmiyordum. Olsun, başka zamanda nasip olur.

Hem umudumu kaybetmeyeyim, belki daha hafif, kolaycacık kuruyan haşamalar yaparlar da onları atarız çantamıza. Amaan, Allah bize en güzel yerlerde en güzel şekilde yüzmeyi nasip etsin, Allah büyük, biz de büyük düşünelim.

Şöyle tiril tiril ve kırışmayan kumaştan iki tunik işimi görür bence, tüm seyahat boyunca. Hani yıkayınca da hemen kurusun. Üşürsen üstüne bir şey giyebilesin. İçine de tshirt giyebilesin.

Ayakkabı konusunda yürüyüş ayakkabıları hafif zaten, onları çantana koyacaksın. Sandaletlerle yola çıkacaksın. Üşüdükçe çorap giyeceksin.

Asıl ne dicem size, dün mango’dan bir elbise aldım. Böyle şifon, mavili, upuzun. Astarı da penye. Üzerine kot ceket giyip akşamları sahilde yürümelik. Onu böyle atarım çantaya oh, hem serin, hem de kendini güzel hissediyorsun.

Kendini güzel hissetmen önemli. Biz Bosna’da kendimizi güzel hissedelim diye, “made in Turkey” başörtüler almış kızız şunun şurasında. Bir şifon elbiseyi mi taşıyamayacağız?

Ayrıca İngiltere’de ben akşamları çok üşümüştüm, o yüzden bir tane sıcak tutan taytı da eksik etmemeyi düşünüyorum. Pantolunun altından giyiveririz.

Böyle işte, şimdilik listelere göz atıyorum, nerede nasıl ucuza seyahat edilir, onları araştırıyorum. Allah bizlere hayırlı seyahatler nasip etsin, yollarda hep güzel insanlarla karşılaştırsın. Ufkumuzu açsın, rahmetini üzerimizden eksik etmesin. Ha bir de, Allah bizlere güzel yol arkadaşları nasip etsin.

Amin.

Avrupa için bir yol arkadaşım henüz yok. Henüz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder