4 Ocak 2012 Çarşamba

Beylerbeyi'nde bir misafirlik

sevgili günlük,

dün biz beylerbeyindeki mervelere gittik, çok güzel bir geçirdik. sana onu anlatcam, istemiyosan gitmen için fırsat tanıyorum sana. bu kıyağımı unutma.

"11'de toplanırız dedik ama 12 gibi anca toplanılır" diye düşününce herkes, 11.30da mervelerdeydim, ve yanlış tahmin, 12 gibi bile toplanılmadı :) merve'nin oğlu harun reşit'le de bol bol oynamış olduk böylece. çünkü saat ilerledikçe harun reşit'in uykusu geldi, gözleri kapandı, uyudu yavrucak. yavrucak dediğim de küçük adam, küçük padişah :)

beyza'yla harun reşit'i severken bebeklerin nasıl oluyo da koltuğun arkasına giden topları bulamadığı falan anlamadıkları hakkında uzun uzun konuştuk. çekmeceleri çekerken duvar geliyo zannediyomuş bebekler yahu :) olur şey değil. bu yazdıklarımızı da bebekler okusa eminim çok gülerler. onlar da bize derlerki "siz anlayın diye duvar geliyo diyolar onlar tamam mı? sonuçta bizde 3. boyut algısı bıdı bıdı bıdı şeklinde olduğu için..." biz de böyle kalıverirdik o büyümüş de küçülmüşlere..

merve çılgınlar gibi hazırlık gibi yapmıştı. merve sen ne yaptın tüm gün mutfakta mı kaldın, ne kadar vakit ayırdın gibi cümleler zihnimden yüz bin kere geçti ve bir iki kere de merve'ye söyledim. ama kız arkadaşlarına yapabildiğini kanıtlamak için yapmış :) her geldiklerinde hazır alıyomuş da. "bi daha böyle yapmam zaten" dedi. hatta günün ilerleyen saatlerinde "hep gelin ama azar azar gelin böyle zor oluyo" da dedi :) çok samimi kız, öyle şeyler söylenince çok mutlu oluyorum ben. kız bizi arkadaş bilmese öyle bir şey der mi hiç ya :)

sevgili günlük merve'nin evi kayınvalidelerinin eski evi ya, böyle ahşap yüksek tavanlı eski bir ev. o kadar güzelki. eşyalar mobilyalar hepsi işte annelerimizin gençliğinin eşyaları. o yüzden o evi çok seviyorum, vazolar yapma çiçekler, hepsi olduğu gibi duruyo. bi tek televizyon ünitesi yeni :) o eve gidince çok mutlu oluyoruz o yüzden biz beyzayla. banyosuna gidince "anane evi burası" dedik, salonun duvarında monami'nin pastel boyasının içinden çıkan etiket bile var. öyle bir zaman tüneli o ev :)

ve sevgili günlük, bir kere daha çok güzel arkadaşlarım olduğu için mutlu oldum, iyi kızlar onlar gerçekten, samimi kızlar. onları öyle mutlu görmek çok hoşuma gidiyo :) Allah'ım beni iyi arkadaşlarla karşılaştırdığın için sana şükürler olsun :) hayatımın geri kalanında da çok daha iyi arkadaşlarla, hocalarla, fln. hep iyi insanlarla karşılaşmak istiyorum Allah'ım.

beyza da arkadaşlarımla iyice tanıştı kaynaştı, merve'lerde hiç yabancılık çekmedi, merve zaten çok samimi kız, beyzayı da sevdi yani o yüzden çok mutlu oldum be sevgili günlük. beyza bi ara "merve tokan çok güzel" falan dedi. "oh dedim beyza da çekinmiyo" bir mutlu oldum.

sonra beyzayla merve'lerden çıkınca ayşegüller'e uğradık. bi yarım saatliğine. beyza gerçekten de yarım saat durdu ama ben yemeğe kaldım. hadi yemek neyse de, yemeğin sonunda yedik, çok vicdanımız sızladı sonuçta beyza dondurma yer, hiç de aklımıza gelmemiş beyzaya ikram etmedik. dondurma ye de git deseydik aah ah.

sonra ben ayşegüller'den çıkınca yüz saat otobüs bekleyip, tıkışık bi otobüsün en önünde kendime şahane bir yer buldum, tam cam önü, aynaya bakıyorum, kocaman cam etrafa baktım düşüncelere daldım.. şöför de sağolsun önkapıyı artık açmadı. bir kere açtı işte onda da "naptın sen abi" bakışı attım. sonra ben ışıklarda durunca "burda kapıyı açar mısınız" dedim, o da açtı işte ödeştik, hatta çantam sıkıştı diye bir kere daha açıp kapattı, affettirdi kendini.

öyle işte. bir gün daha botlarımı hiç bağlamadan geçmiş oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder